Blog

Ayak ve mantar enfeksiyonları, Uyuyan canavar!

Ayak ve tırnak mantarları varisli, lenf ödemli ve damar tıkanıklığı olan dolaşım problemli bacaklarda çok ciddi bir sorundur. Mutlaka büyük enfeksiyonlara neden olmadan bacağa yayılmadan (Sellülit, lenfanjit gibi) tedavi edilmelidir.
Ayak ve mantar enfeksiyonları, Uyuyan canavar!.

Ayak ve tırnak mantar enfeksiyonları

Sağlıklı bacaklar ancak sağlıklı ayaklarla mümkün olur.

Ayak sağlığımız aslında çok ihmal edilen ama aslında genel sağlığımızı çok etkileyen bir durumdur. Yürürken basma sorunları hem ayak ve bacak ağrıları hem de kalıcı kemik ve cilt hasarları oluşturmaktadır. Bu konu özellikle ortopedistleri ilgilendirmekte ve kimi zaman tabanlık gibi basit çözümler kimi zaman da ameliyat gerektirecek ciddi tedaviler gerekmektedir. Ben bu konuyu ortopedist arkadaşlara bırakırken başka bir konudan bahsetmek istiyorum.

Ayak ve tırnaklardaki mantar enfeksiyonları!

Mantar enfeksiyonları her zaman bacak sağlığını tehlikeye sokmuştur. Ülkemizde bu enfeksiyonlar ne yazık ki çok fazla önemsenmemekte ve hatta sanki normalmiş gibi algılanmaktadır.

Ayaklardaki bu enfeksiyonlar "uyuyan canavar" gibidir. Vücut direncinin düştüğü herhangi bir anda çok daha büyük sorunlara neden olmaktadır. Kliniklere başvuran bacakta ani şişlik, kızarıklık, ödem, sıcaklık artışı ve genel vücut ateşi ile birlikte gördüğümüz “Sellülit, Lenfanjit, Yumuşak doku enfeksiyonları” diye adlandırdığımız tablonun neredeyse hemen hepsinde tırnak ve ayak mantarlarına rastlanmaktadır. Mantar enfeksiyonlarının üzerine hasarlı deri üstünden kaşıma, çizilme, çarpma gibi etkenlerle bakteriyel enfeksiyonlar eklenir ve klinik ilerlemeye başlar. Önce ayakta belli bir bölgede hafif şişlik ve kızarıklıkla başlayıp sonra yayılmaya başlar. Sonuçta yukarı doğru yumuşak dokular boyunca tüm bacağı içine alacak şekilde yayılabilir hatta mikrop kana karışarak sistemik enfeksiyon yapabilir. Hasta bacaktaki şişlik ve kızarıklık dışında halsizlik, güçsüzlük, iştahsızlık ve ateş ile birlikte ciddi bir vücut enfeksiyonu ile karşı karşıya kalabilir.

Özellikle dolaşım sistemi açısından riskli hasta gruplarında yani; varisli, lenf ödemli, damar tıkanıklığı olan, şeker hastalığı olan kişilerde mantar enfeksiyonları daha sık görülmektedir. Bu enfeksiyonların yukarıda bahsettiğimiz gibi; bacağa yayılıp sellülit, lenfanjit tablosunu yaratması ise daha da fazladır. Üstüne üstlük dolaşım problemi varsa tablo daha ağır ve iyileşmesi çok daha zordur. Yani dolaşım problemleri mantar sorunlarını arttırmakta, mantar sorunları dolaşım problemlerini daha kötü hale getirmektedir.

Üstelik bu enfeksiyonlar tekrarlamaya eğilimlidir ve tekrarlamalar lenf kanallarına harabiyet verdiğinden enfeksiyon geçtikten sonra kalıcı şişlikler bırakıp mevcut durumun daha kötü olmasına neden olabilir. Lenfödemli ve varisli bacaklarda kontrolü zor şişliklere ve açık yaralara sebep olabilir.

Bacak beslenmesinin bozulduğu atardamar tıkanıklıklarında ve şeker hastalarında ise buradan başlayan enfeksiyonlar parmak, ayak hatta uzuv kayıplarına kadar giden ciddi tablolar yaratabilir.

Bu kısır döngü bir yerde kırılmalıdır.

Uyuyan canavarı yok etmeden sağlığa ulaşmak mümkün değildir.

Bu sebeple tırnak ve ayak mantarlarını öncelikle önemseyin. Ardından daha büyük bir enfeksiyona neden olmadan yok edin. Bunun için mutlaka kalıcı şekilde tedavi ettirin. Tedaviye gelince tedavinin birkaç tane ayağı vardır:

  1. Hasta öncelikle kalp damar cerrahisi uzmanı tarafından dolaşım sistemi açısından değerlendirilmelidir. Atardamar, toplardamar veya lenf damarları ile ilgili tüm problemler ele alınmalı. Mevcut bir damar problemi öncelikle tedavi edilmelidir. Unutulmamalı ki dolaşımın bozuk olduğu bir bacakta, sürülen veya ağızdan alınan mantar ilaçlarının etkinliği de azalacaktır.
  2. Eş zamanlı olarak hasta bir dermatoloji uzmanı tarafından görülmeli. Mantar enfeksiyonuna yönelik tedavisi düzenlenmelidir. Burada çok önemli olan bir nokta; mantar tedavisi kısa süreli bir tedavi değildir. Özellikle tırnaklarda yerleşmiş bir mantarın tamamen ortadan kalkması, tırnağın tamamen uzayıp yeni ve sağlıklı tırnak çıkana kadar tedaviye devam edilmesi ile mümkündür. Yoksa yarıda kesildiğinde derinlerde yerleşmiş enfeksiyon tedavi olmuş bölümü tekrar enfekte edecektir.
  3. İşte tam burada “Podoloji (Ayak sağlığı)” uzmanları devreye girmekte. Mantarlı dokuları özel aletleri ile sağlam dokuya zarar vermeden temizlemekte, alttaki enfeksiyonlara ulaşmakta, ayak bakımını yapmakta ve ilaçların dokuya etkinliğini arttırmaktadır. Böylece tedavi sürecini çok kısaltmaktadır.

“Podoloji (Ayak sağlığı)” ülkemizde de yeni bir bilim dalı ve artık çok şanslıyız ki bu bilim dalının üniversite mezunları tedavide aktif rol alıyorlar. Bu zor görevde benimle bir ekip ruhuyla çalışan podolog arkadaşlarıma da buradan teşekkür etmek istiyorum.

 

Yine “Hastalık yoktur, hasta vardır” sözüyle bitirmek istiyorum. Her hastanın altta yatan sorunlarını çözmeden, onu tüm parametreleriyle değerlendirmeden tam bir tedaviye ulaşmak mümkün değildir. Esas olan “Kişiye özel ve özenli tedavidir.”