Blog

Doğum kontrol hapları masum mu? Varis yapar mı? Pıhtıya neden olur mu?

Doğum kontrol ilaçları varis yapar mı, varisleri arttırır mı, pıhtı yapar mı, herkes ilaç kullanabilir mi?
Doğum kontrol hapları masum mu? Varis yapar mı? Pıhtıya neden olur mu?.

Doğum kontrol hapları masum mu? Varise sebep olur mu? Pıhtı yapar mı?

Ülkemizde tam sayı bilinmemekle beraber 3 milyonun üzerinde kadın, ABD’de 12 milyondan fazla kadın, tüm dünyada ise 100 milyona yakın kadın doğum kontrol hapı kullanmakta. Bu gerçekten çok ciddi bir rakam ve doğum kontrol haplarının çok da masum olmadığı ve kadın sağlığı açısından da önemli bir yer işgal ettiği bir gerçek. Literatürde, doğum kontrol haplarının (oral kontraseptif) damar sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceğine dair çok sayıda klinik çalışma yer almaktadır.  

Şu bir gerçek ki, “Her birey kendine özgüdür.” Tıp alanında kullandığımız ilaçlar da her kişide değişik etki dozlarına, değişik yan etki prevalansına sahiptir. Yıllar geçtikçe ve hekimlikte tecrübelerimiz artıkça bunun daha çok farkına varmaktayız.

Doğum kontrol hapları varise neden olmaz ama venöz yetmezlik benzeri tabloya neden olabilir. Doğum kontrol hapı kullanan birçok hasta bacaklarda şişlik, kaşıntı, ağrı, dolgunluk hissi ve yeni kılcal damar görünümü ve bunlarda artış gibi birçok semptom tanımlamaktadır. İlaçların içeriğindeki hem östrojen ve hem de progesteron damar duvarları üzerinde genişletici etkiye sahiptir. Bu toplar damarların genişlemesine ve kan akımının nispeten yavaşlamasına neden olabilir. Diğer yandan su tutulmasına sebep olarak kan volümünü, damarlar üzerindeki volüm ve basınç yükünü arttırabilir ve sonuçta; “venöz yetmezlik” benzeri bir tabloya neden olabilir ve bu semptomları oluşturabilir. Eğer zaten varisleriniz varsa bu şikayetler daha fazla olacaktır.  Bu hastaları oldukça rahatsız edebilir ama tabii ki; her hastada bu etkilerin şiddeti farklıdır.

Ancak aslında daha önemli olarak; tüm bu tabloyu geride bırakacak ve önemsizleştirecek şekilde, doğum kontrol hapları, en çok derin ven trombozu (DVT) (Derin toplardamarlarda pıhtı oluşumu) ile ilişkilendirilmiştir.

DVT derin toplardamarlarda pıhtı oluşması halidir. Son derece ciddi bir tablo olup, damarda ani bir tıkanıklığa sebep olmakta; bir yandan pıhtı kopup kalp ve akciğere giderek “Pulmoner emboli” (Akciğere pıhtı atması) gibi bir tablo yaratabilmekte, ki bu hayatı tehdit edici derecelere ulaşabilmekte, diğer yandan ömür boyu geçmeyecek “Post trombotik sendrom” denilen hastalığa sebep olabilmektedir.  ABD’de her yıl 1.000 Amerikalıdan birinde DVT görülmekte. Doğum kontrol hapları tek başına burada sebep değil ama bunu tetikleyen en önemli sebeplerden birisidir.

Doğum kontrol hapları, içeriğindeki östrojen sebebiyle pıhtılaşma faktörleri üzerinde olumsuz etki etmektedir. Buna toplardamarların genişlemesine ve kan akımının nispeten yavaşlaması da eklenince pıhtıya eğilim artmaktadır. Buna hastanın kendisinin risk faktörleri (Şişmanlık, hareketsizlik, sigara içimi, vb) eklenebilir. Üstüne üstlük hastanın yapısal olarak May-Thurner Sendromu (karın içinde sağ iliak arterin sol iliak vene basısı; yani karın içi sol ana toplardamarın arter tarafından sıkıştırılıyor olması hali) dediğimiz tablosu da varsa işler daha da karışmakta ve risk daha da artmaktadır.

Son yıllarda kendi kliniğime başvuran zayıf genç kızlarda bilinmeyen May Thurner varlığı ile birlikte, sadece sivilce için başlanmış doğum kontrol hapının tetiklediği DVT tablolarını teşhis ederken ve bunun sıklığı giderek artarken zaman zaman gerçekten korkmamız gerektiği fikrine kapılıyorum.

Bazı çalışmalarda, doğum kontrol haplarında (ikinci veya üçüncü nesil) veya hatta yama kullanıldığında DVT'de yüzde 50'lik bir artış görülürken, diğerlerinde altı ila yedi kat artış tespit edilmiş.

Yine de içimizi biraz olsun rahatlatan şey; DVT riskindeki artışlarla birlikte değerlendirildiğinde bile, doğum kontrol hapı kullanan kişilerde insidans oranı hala oldukça düşüktür;  %1'den az.

Sonuç olarak; rakamlar tüm bu risklerle beraber sayıyı küçük gösterse bile ben DVT riskinin önemsenmesi gerektiğine inanıyorum. Şu bir gerçek; doğum kontrol hapı kullanan her yüz kadından biri bir şekilde bu tablodan etkilenecektir. Belki de henüz kılavuzlarımıza girmemiş olsa da oral kontraseptif başlanacak her kadının önce bir damar cerrahı tarafından değerlendirilmesi ve Doppler Ultrasonografi ile venöz sistem muayenesinden geçmesini önermemiz gerekecek. Ama şimdilik, risk grubu oluşturan hastalarda;

  • Çok şişman
  • Çok zayıf
  • Sigara içen
  • Az hareketli yaşam tarzı
  • Ailesinde DVT öyküsü olan
  • Ailesinde damar hastalığı olan
  • Hematolojik (kan hastalıkları) olarak riskli aile öyküsü, genetik yatkınlığı olan
  • Görünen varisi olan
  • Diabet, romatizmal hastalık gibi sistemik bir hastalığı birlikte olan hastalarda daha dikkatli olmalıyız.

İlk başta bahsettiğimiz daha masum ama kişiyi çok rahatsız eden belirtiler yanında DVT riskini de göze alarak; ilaç başlamadan önce damar sağlığı ile ilgili sağlık kayıtlarını görmeyi, total olarak risk skalasını uzman biri tarafından değerlendirilmesini önermeliyiz. Belki de hastaya daha uygun bir doz seçeneği sunabiliriz.

Her hastayı kendi dinamikleri içinde özel olarak değerlendirmeliyiz.

              Kişiye özel ve özenli tanı, tedavi ve takip…

              Sağlıkla ve güzelliklerde kalın.

 

Not: Doğum kontrol hapı kullanan hastanın korunma amaçlı yapması gerekenler bir sonraki yazımızda…